Latince adı Eucalyptus globulus olan Okaliptus, Mersingiller (Myrtaceae) familyasındandır. “Sıtma ağacı”, “sulfata ağacı” olarak da bilinir. Kullanılan kısmı yapraklarıdır. Okaliptüs uçucu yağı; Avustralya’da yoğun olarak bulunan ve tüm dünya üzerinde yaygın olarak kullanılan Okaliptüs bitkisinin yaprak kısmından elde edilen yağın genel adıdır. Günümüz dünyasında birçok farklı alanda kullanılan okaliptüs yağı; ilaç sektöründe, antiseptik olarak, lezzet ve koku verici madde olarak ya da endüstriyel alanda birçok farklı şekilde rahatlıkla kullanılabilmektedir. Türkiyede en çok yetiştirilen Adana okaliptüsü (E. camaldulensis) ile E. globulus türleridir. Özellik yönünden birbirlerine oldukça benzeyen bu türlerin tanence zengin kabukları sepicilikte kullanılır. Yağının bileşiminde 1.8 cineole (% 85.8),a-pinen (% 7.2) ve β-mirsen (% 1.5) ana bileşenlerdir. Yağda tanımlanan diğer bileşikler β-pinen, limonen, a-phellandrene, γ-terpinene, linalool, pinokarveol, terpinen-4-ol ve a-terpineol.
FAYDALARI:
- Uçucu yağın bileşiminde baskın olarak bulunan 1,8-sineol , limonen , p-cymene , p-terpinen’in güçlü antimikrobiyal ve antiviral aktivite gösterdiği görülmüştür.Dezenfektan olarak kullanılabilir.
- Yapısındaki 1,8-sineol bileşiğinin antibakteriyel etkisinin araştırıldığı çalışmalarda bulaşıcı hastalıklara yol açan Escherichia coli ( E. coli ) ve Staphylococcus aureus’a ( S. aureus )’ a karşı doğal antibiyotik görevi gördüğü kanıtlanmıştır.
- Okaliptüs uçucu yağının aynı zamanda özellikle solunum sıkıntılarına yol açan bakteri ve virüsleri yok ettiği görülmüştür.
- Okaliptüs uçucu yağının okaliptol(1,8-sineol) ve sitronellal gibi bileşenleri, bağışıklık güçlendirici ve iltihap önleyici etkilere sahiptir.
- İltihap tedavisinde de etkili sonuçlar alınmasını sağlayan okaliptüs uçucu yağı, kulak iltihabı tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak okaliptüs uçucu yağını doğrudan kulağa damlatılması önerilmemektedir. Bunun yanı sıra okaliptüs uçucu yağını kulak kepçesine ve çevresine sürülebilir.
- Okaliptüs esansiyel yağının infüzyonu şeklinde kullanımı solunum koşullarını(kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), astım, bronşit, sinüzit, soğuk algınlığı, öksürük veya grip gibi) iyileştirir çünkü bağışıklık sistemini uyarmaya, antioksidan koruma sağlamaya ve solunumu iyileştirmeye yardımcı olduğu görülmüştür.
- Uçucu yağın yapısındaki 1.8-sineol, a-pinen ve limonen ‘in antiseptik oluşu nedeniyle yara, ülser ve yanıkları temizleme ve iyileştirmede etkisinin olduğu birçok çalışmada görülmüştür.
- Okaliptüs uçucu yağının bileşimindeki okaliptol (1,8-sineol)’ün antibakteriyel, antiviral ve antifungal özelliklere sahip olması çeşitli cilt koşullarına karşı çok güçlü doğal bir ilaç olmasını sağlar.
- Romatizma ağrıları, kas kasılmaları ve üşütmelerden ortaya çıkan ağrılarda şikayet edilen bölgelere uygulanması durumunda ağrıları giderdiği yapılan çalışmalarda görülmüştür.
- Okaliptüs uçucu yağı canlandırıcı, yatıştırıcı ve arındırıcı özelliklere sahiptir. Bu yüzden enerjiyi ve zihinsel berraklığı arttırmak için kullanılabilir.Uyku problemlerinde ise etkili kullanımı görülmüştür.
- Yapılan çalışmalarda okaliptüs uçucu yağının ağız ve diş sorunlarına yol açan bakterileri öldürdüğü ve yol açtıkları enfeksiyonu iyileştirdiği görülmüştür.
- Okaliptüs uçucu yağı her türlü haşere ve böcekten korunmak için son derece büyük bir etkiye sahiptir.Böceksavar olarak kullanılabilir.
- Okaliptüs uçucu yağının yapılan içeriğindeki kimyasal bileşenlerinin birçok çalışmada antikanser aktivitesi olduğu görülmüştür.
NOTLAR:
- Hamile ve emziren kadınlar tarafından kullanılması önerilmez.
- Yağlı preparatların haricen kullanımında bebek ve çocukların yüzlerine özellikle burun çevresine uygulanmamasına dikkat edilmelidir.
- Okaliptüs yağı esansiyel ve keskin bir yağ olduğu için alerjik bir reaksiyona sebep olup olmayacağının küçük bir alanda denenerek görülmesinde fayda var.
KAYNAKLAR:
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0308814610014093
https://www.agriculturejournals.cz/publicFiles/114_2009-CJFS.pdf
https://www.hindawi.com/journals/ijmicro/2016/9545693/
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1002/jsfa.4505
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3609378/
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.1002/mbo3.459
https://link.springer.com/article/10.1007/s00284-007-9045-0
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0021850213000086
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0023643815304072
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0926669015304982
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1350417713002526
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.1002/adv.21408
https://dergipark.org.tr/en/pub/tbtkzoology/issue/35897/402751
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0378874103003131
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3426772/
https://pdfs.semanticscholar.org/6894/ab5eabe33cd0774c2b6eae17416f97245a65.pdf
https://link.springer.com/article/10.1186/1472-6882-12-81
https://link.springer.com/article/10.1007/s00436-008-1073-6
https://dspace.unijos.edu.ng/jspui/handle/123456789/430
http://www.phytojournal.com/archives/2019/vol8issue1/PartD/7-6-453-244.pdf
https://journals.sagepub.com/doi/abs/10.1177/1934578X0800300928